Öğrendiğim ilk konulardan birisi sessiz okuma yaparken farkında olmadan aslında kendi kendimize sesli okuyor gibi kelime kelime okuduğumuz için okuma hızının düşmesi; buna çare olarak ta okurken bir taraftan da seslı veya sessiz olarak sayı saymak gerektiğiydi. Risale okurken de bunu uygulamak istedim. Aldım elime Emirdağ Lahikası’nı bir de doksan dokuzluk tesbihimi (sayı saymak yerıne me’surattan tesbihleri okumayı tercih ettim) ve kaldığım yerden devam etmek için kitabı açtım ki karşımda şu satırlar:
…
Bu ciltte az ve sair altı cildd-i ahirde masumların ve ihtiyar ümmilerin yazılarının tashihinde çok zahmet çektim. Vakit müsaade etmiyordu. Hatırıma geldi ve manen denildi ki: Sıkılma! Bunların yazıları çabuk okunmadığından, acelecileri yavaş okumaya mecbur ettiğinden, Risale-i Nur’un gıda ve taam hükmündeki hakikatlerinden hem akıl, hem kalb, hem ruh, hem nefis, hem his, hisselerini alabilirler. Yoksa, yalnız akıl cüz’i bir hisse alır, ötekiler gıdasız kalabilirler.
Risale-i Nur, sair ilimler ve kitaplar gibi okunmamalı. Çünkü ondaki iman-ı tahkiki ilimleri başka ilimlere ve marifetlere benzemez. Akıldan başka çok letaif-i insaniyenin kut ve nurlarıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder